Ali Nihad Tarlan

0

 

Ali Nihad Tarlan’ın vefatı sebebiyle…

 

Hayatı hakkında müfid ü muhtasar malumat;

Ali Nihad Tarlan, 1898’de İstanbul Vezneciler’de dünyaya gelmiştir. Dağıstan göçmeni babası Mehmed Nazif Bey, Ali Nihad’ın ilk hocası olmuş; Farsçayı ve klasik eserleri babasıyla birlikte okumuşlardır.

Lise eğitimini Vefa İdadisinde alan Tarlan, burada Hasan Âli Yücel ve Peyami Safa gibi isimlerle okul arkadaşlığı yapmıştır. Lise eğitiminden sonra Darülfünun’un Fransızca, Farsça ve Edebiyat bölümlerinden de başarıyla mezun olmuştur.

Gazi Osman Paşa, Beşiktaş Sultanîsi, Vefa, Davut Paşa, Galatasaray, Nişantaşı, Kabataş Erkek, Maltepe ve Kuleli Askeri gibi birçok lisede Farsça, Fransızca ve edebiyat öğretmenliği yapmıştır.

1922’de Türkiye’de ilk defa “edebiyat doktoru” unvanı alan Tarlan Hoca, hocaları Ferit Kam ve Ali Ekrem’in isteğiyle 1933 yılında doçent olarak üniversite hocalığına başlamış, 1941’de profesör olmuş ve emekli olduğu 1972 yılına kadar fakülte, Yüksek Öğretmen Okulu ve Yüksek İslam Enstitüsünde dersler vermiştir.

Tarlan Hoca, 30 Eylül 1978’de vefat etmiş ve İçerenköy kabristanına defnedilmiştir.

 

Vefatının ardından öğrencisi Prof. Dr. Mehmet Çavuşoğlu’nun düşürdüğü tarih;

 

Bu mevkide yatan bir âlem-i mânâdır ey zâir

Son üstâdı budur şerh-i mütûnun âlim ü şâir

 

Bu Tarlan-ı fezâ-yı marifet yani Âli-meşreb

Muvahhid ehl-i takva ârif-i billâh idi nâdir

 

Nihad Beydir bu seksen yıllık ömründen tam altmış yıl

Verip talim ü tedrise olurken ilmini nâşir

 

Erince “irciî” emri dedi Allaha eyvallah

Gelip kırklar dedi tarih mine’l-mahcûb ile’z-zâhir

 

Tarlan Hoca’nın “Divan Şiiri” derslerinde söylediği; sanata, edebiyata ve hayata dair dikkat çeken cümlelerinden birkaçı:

“Edebiyat sanatı bir fantezi değil insan denilen mahlûkun bir uzviyetidir.”

“Gayesi mahdut olan şey de mahduttur.”

“Sanat, körler içine düşmüş bir fil.”

“Her insan elifba bilmeden kâinatı okur.”

“Cenab Şahabeddin, “Öldükten sonra cehenneme gitmekten korkmuyorum, hiçbir yere gidememekten korkuyorum.” der. Bu, Cenab’daki benliğini kaybetme korkusudur. Ölüme de benliğimizi bulmak için gidiyoruz.”

“İnsan, emniyet hissi olmadan bir eser meydana getiremez.”

“Sanatta devir vardır, tekâmül yoktur.”

“Bir insan ızdırap çekmekle, muzdarip olmakla insan olur.”

“Şiirin en güzeli, en yalanıdır.”

 

Ve Tarlan Hoca’nın kendi el yazısıyla kaleme aldığı bir mektubu;

Çok sevgili evladım,

Emekliye sevk edilmem benim içün büyük bir şerefdir. Hakikaten ağır bir ızdırab yükünün altından kurtulmuş bir insanın sevincini hiss etdim. Teselliye değil tebrike layık ve muhtacım. Ancak en büyük ümidim sizlersiniz. Bizim nesil, dürlü sebeplerle kâfi derecede çalışamadık. Fakat sizin nesliniz ve sizin yetişdirdiğiniz nesil, büyük hıdmetler ve muvaffakıyetlere namzeddir.

Hususiyle ahlak ve fazilet cebhesi çok şâyân-ı itimaddır. Sana ve arkadaşlarına en az benim kadar uzun fakat bahtiyar bir tedris hayatı dilerim. Derin şükranlarımla gözlerinizden öperim.

                                                                                                            Ali Nihad Tarlan

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here